havadar bir sıkıntı
uzun bekleme salonu bir geceden
başsız bir çocukla doğuyor gün
ve yerin dibine batıyor sanki
doğa bize pek bir güzellik katmadı
şarabı doğadan saymaz isek eğer ki
ihlasından sual olunur tanrım, neyleyelim
gün beynimi kertenkeleye döndürüyor
havadar bir aşk
eskimez demişiz biz oysa
bir mektup telaşla yıpranmış gözler önünde
dehşete düşmüş sayın tüm bakanlar
hayretler arasında bir uçurumdan aşağı
sepet uzatıyor figen yenge
havadar bir yalnızlık
sur perçinliyor kaleyi
yükseldikçe uzaklaşıyor yalnız
ve uçamamayı rızkta adilik sayıyor
kaybettiği penceresini yerde bularak
havadar bir cinayet
sözlerin arasında dolanan anaforlar
birazdan kendilerini sahva bırakacaklar
masadaki yasın bu dünyada yeri yok
karanlık bir oda yanarak aydınlanıyor
tazelenecekse gökyüzü
ve demli çaylarınız
buruşturup atın bu kaltağı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
neyse bişi diyon mu?