23 Temmuz 2014 Çarşamba

beyza'nın saçlarına sinen bir geçmişin öyküsü

o zamanlar dolaplarda bu kadar utanç yoktu
kayalar kapanmamıştı
beyza sigarayı içine çekemiyordu
baş belası bir yağmurun altında durmadan kanıyorduk
zaman yoktu
dağılmıştı kiremitleri gün ertesilerin
yeniyetme düşleri sokaklara vuruyorduk
karnımızda sürekli bir dehşet uğultusu
pencereler kıymete biniyordu
fatma teyze kıyamete
ben bir rengi tam ortasından zihnime işliyordum
fatma teyze kıyamete binip günaha koşuyordu
ay gökyüzünden biraz daha ayrıydı
gece puslu
gündüz bir terzi gibi hafif ağlamaklı
dağılırken gövdemiz gün ortası bir durakta
beyza'nın saçları upuzun salınırken
para üstünü unutur gibi yaşıyorduk biraz da
telaşlı vagonlar gibi çaresiz 
bir yaşamı yeniden boyamayı bekliyorduk 
bir çocuğu yeniden doğurmak gibi
beyza'nın saçları gitgide uzuyordu

1 yorum:

neyse bişi diyon mu?